ANA SAYFA
     ZİYARETCİ DEFTERİ
     ÜYELİK
     yapana saygı amaclı 1 mesaj atın
     İnternet Tarihi
     İlğinç Bilgiler
     Animasyonlar
     Haberler
     Gifler
     Şiirlerim
     Müziklerim
     Osmanlı Padişahları
     Kuranı Kerim D.
     Dua Dinle
     100 Temel Eser
     Tv İzle
     Müzik
     Milli Takım
     Türkiye
     Altındaşlılar
     Dünya Haritası
     Oyunlar
     İndir
     Galatasayar
     Hangi Gün Doğdun
     M.K.A. Hayatını Sesli Dinle
     Eylence
     Mevlananın 7 Öğüdü
     Gümüşkonak
     Esma_ül Hüsna
     Dizi
     Sağlık
     Bilmeceler
     Sözler
     Zeka Soruları
     İngilizce
     Sözlük
     Video
     Boykotlar
     Türkçe



ALTINDAŞ - Şiirlerim


 
 
 
 




Barış için

Al kalemi eline
Yaz Barış için

Tut yavrunun elinden
Koş Barış için

Önündeki hendekleri
Aş Barış için

Hece hece ekleyip
Oku Barış için

Dağları aşıp da gel
Yol ver Barış için

Herkesi doyurur bu sofra
Ye Barış için

Kardeşçe hep yanyana
El salla Barış için

Birleştir düğmeleri
Kenetlen Barış için

Selam söyle dostlara
Yolla Barış için

Arkadaş ol eşekle
Sev Barış için

Kara sevdalara gönlünü
Bağla Barış için

Aç kapalı bohçanı
Pazar eyle Barış için

Dudağımızda son bir türkü
Söyleyelim Barış için

Veren de Allah alan da
Unutmayalım Barış için
 

Ayşe Adlım

Dost aradım dost aradım

Gönülde seyran edecek
Dost aradım dost aradım
Görünce bayram edecek
Dost aradım dost aradım

Canıma katacak canı
Birlik dolaşacak kanı
Sevgi saygı temiz anı
Dost aradım dost aradım

Dost dosta verir mi acı
Dost dostun derdin ilacı
Bir ömür başımın tacı
Dost aradım dost aradım

Bedenime baş olacak
Kazanımda aş olacak
Sırrıma sırdaş olacak
Dost aradım dost aradım

Borani sevgiye kanık
Benim gibi bağrı yanık
Bir ömür gönlüme konuk
Dost aradım dost aradım
 

Halil Çimen

Doğa

Doğa, şarkısını söylemeye başladı
Yeşillere büründü ormanlar
Mavi elbisesini giydi sevgili deniz

Doğa, ilahisini dilllendirmeye başladı
Çeşit çeşit türde hayvan
Renkli renkli yerde bitki

Doğa, kavuşmak için açtı bağrını
Sevdiğini barındırdı yüzyıllarca
Sevmediğini ezdi geçti bir çırpıda

Doğa, verilen gucleri sahiplendi
Kabul edeni yaşattı sorunsuzca
Resti çekenin, bakmadı gözyaşına

Doğa, sevda yüklü analar gibiydi.
Yeri geldi, merhametini gösterdi
Yeri geldi, kırdı, yıktı, geçirdi.

Doğa, İlah'ın kurduğu eşsiz mekan
Milyonlarca yıldır devam eden hazine
Kim yaşadı, kim yaşıyor, kim yaşayacak?
 

Abdülhamit Aydın

 

 
 
Doğa kanunu 
İri küçükten daha mı büyük
Doğa kanunu mu bu

Sevgiden, aşk daha mı üstün
Doğa kanunu mu bu

Şans'tan kader daha mı üstün
Doğa kanunu mu bu

Cesur korkaktan daha mı üstün
Doğa kanunu mu bu

Mutsuzluktan, mutluluk daha mı üstün
Doğa kanunu mu bu

Doğmak, ölmekten daha mı üstün
Doğa kanunu mu bu

(Serdar Sayıl-1979)

 

Serdar Sayıl

 

Deniz

Deniz deniz Akdeniz,
Suları berrak deniz,
İnci mercan pak deniz,
Tarihini yazak deniz,

Deniz deniz Ege deniz,
Geçmişi de bilge deniz,
Uygarlıkta öğe deniz,
Önemli bölge deniz,

Deniz deniz Karadeniz,
Ucunda Marmara deniz,
Fırtınalı bora deniz,
Varır mısın yâre deniz,

Deniz deniz Kızıldeniz,
Tarihlere yazıl deniz,
Yeraltına sızıl deniz,
Petrol için kazıl deniz,

Deniz deniz Azak deniz,
Bizim için uzak deniz,
Dibin de var tuzak deniz,
Dönde bize bak deniz,

02.10.1997
 

Tarık Torun

YERDEKİ YÜZÜM

/Aşk'a birkaç cümle kadar
Uzağız
İkimiz.../
Karlar altına
Mahkûm edilmiş aşk,
Kimseyi umursamaz, bildiğini okur...
Deli kardelen kadar cesur
İlk yanığını
Soğuktan alan ciğerlerimiz
Ağlamamız için hazırlanmış
İkinci bahanemiz...

Çığ düşmüş kapalı yollarında
Bayram sabahı
Doğum sancıları çeken bir annenin
Feryadı!
Ve buz tutan hayata
İlk adım gibi
Acı tadında
/Sevdamız.../

Kırmızının krizanteme sevdası
Ve ante'ye kazılan mezar
/Umutlarımız.../
Bahara bilenecek
Kar altında
Bekleyecek yağmuru
Buz tutan elleri
Yükseltmeden sema ya
Rahmet dilemeyi de öğrenecek...

Beyaza bürünmüş mavi gibi
Kırmızı'ya hasret
/Sabrımız.../
Belki de yüreklerde rengini yitirecek
Gün yüzüne hasret
İnatla baharı olacak yüreklerin
Sonsuz olmasa da sonu
Uçmasa da sema'da sokak çocukları
Şahin görünecek bakınca
Karga yavrusu...
Ali Koç

Güneşle Doğan İl(k)ay

Açar gözlerini sevgili
Yüreğe düşer cemre
Kurak toprağa düşen ilk yağmur gibi
İlk buluşması gibi Güneş il(e)Ay

Bakışını süzdüm sönmüş yüreğimin atlasına
Yasaklanmış bildiriler gecemin karanlığında
Gözlerin bir avuç şiir
Sözlerinde ölüm fermanım
Ellerin kayıp düştüğüm uçurum
Karanlığa düşen nursun ışığı il(e)Ay

Ankara elmas gözlü lambalarla ışıldıyor
Akşam ayazında türküler titreyerek sızıyor
Bu şehir serenatımı dinliyor sensizliğe
Sevdayı çalıyorum gecenin tellerinden
Yokluğun sıfırın altında pusta
Pusuda en derin nağmeler suskun!
Yokluğuna derin parantez düşlerimde
Şiirimin rahminden kâğıdımın desenine gözlerin akıyor
Usulca lâvantinler serpiyorum saçlarına
Gözümde yokluğunun resmi
Gökyüzümde yıldızı İl(e)ay...

Ay doğarken gözlerinin bakir koylarında
Adın Sükût diyip susarım
Susarım med-cezir tenine
Suya düşürdüğün sevda gülüşünle
Seni tanımlarım Nurlu resimlerimde
Tabakamda sarmalık kâğıt şiirlerim
Ve dudaklarımda İl(k)ay...

Nur(u)ay girdi penceremden önce
Bir vuslat etmeyen ömrü toparlarken sümen altından
Şiirler merhamet diyordu
Şair de isyan...
Sonbahar'da akarken viran sahillere yürek
Ortaköy de ellerine hasret bir bank üstünde yalnızlık
Yüreğindeki boşluk yakarken bütün üşümüşlüğü
Turuncu çiçekler yollardım
Yolardım saçlarımı sensizliğe
Aşk telefon tellerini aşıp uçarken yüreğimin semasında
Küçük kalbimde çocuk edası
Kocaman sevdama şiirler biriktirdim
Gamzelerinden düşerken bakışlarım
Şiirler dökerdim ayak bastığın topraklara Dilrubam mesken
Dudak kıvrımlarına ömürlük tebessümler
Gözlerimin gölgesinde karanlığa doğan İl(k)ay

Çiz şair'in elindeki mutluluğun resmini
Hüzün süvarileri dörtnala yanaklarından dudaklarına koşarken
Bırak öpeyim yalnızlığını tek nefeste
Ellerin kimi bekler,
Yüreğin kimi?
Ela gözlerinin rotası hangi kayıp coğrafyada
Yüreğin Kadıköy'ün neresinde aydınlanır
Geceye düşerken İl(k)ay

Hüznüme bir damla umut katıp
Cesaret çalıp isyan kokan imgelerimden
Kanatlandırıp yaralı yüreğimi
Kondum Sonbaharda dallarına apansız
Çölümde yanan bir şiir lazımdı şimdi akıttığın seraba
İntihar kanayan gözleri dindirecek tebessüm
Umuda dair...
Hüznünü ilk ışığınla söndür gecede
Ansızın çal kapımı
İçimin en içinde ağırlarım geceme doğan bakışı
Yıldızlar kayarken gökyüzünden
Gözlerinde tutarım umudu İl(k)ay

Ne yazacağımı bilemeden
Güneşin saçlarını gizlediğim bir İstanbul resmettim
İçinde sen vardın en çok
Sonra bir tutam ben
Ama en çok koyu katmer geceler
Ve üzerime güneş gibi doğan İl(k)ay...
*************************************************************
Ankara'yı vurmuşlar!
Kanıyor geceden beri (sin)can...
Hasretin acısı kalmış sokak sancılarımda
ve manzarayı kirletmiş yokluğun...

Sensiz ağlamaktı aslında bu şiirin adı
böyle sinip bir köşeye
bağırarak ağlamak
ama izin vermedi güneşle doğan il(k)ay

 

SENI SAKLAYACAGIM

Seni saklayacagim inan
Yazdiklarimda, çizdiklerimde,
Sarkilarimda, sözlerimde.

Sen kalacaksin kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yasayacaksin gözlerimde.

Sen göreceksin, duyacaksin
Parildayan bir sevi sicakligi,
Uyuyacak, uyanacaksin.

Bakacaksin, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksin.

Bir seviyi anlamak
Bir yasam harcamaktir,
Harcayacaksin.

Seni yasayacagim, anlatilmaz,
Yasayacagim gözlerimde;
Gözlerimde saklayacagim.

Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksin,
Gözlerimi kapayacagim..
Anlayacaksin.
.
Özdemir Asaf
 

Sensiz de denizi seyredebiliyorum.
Hem dalgaların dili seninkinden açık.
Ne kadar hatırlatsan kendini boş.
Sensiz de seni sevebiliyorum.
Hep boş konuşurduk hatırlar mısın, bula bula,
Karşılaştığımız zamanlarda.
Sen, sevgiden şımaran çocuk,
Ben şaşıran budala.     

Dün Sabaha Karşı…

Dün sabaha karşı kendimle konuştum
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum
Yokuşun başında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum

İstiyorum..

Rüzgar mı dedim…
İsterim ki saçların dağılsın.
Gece mi dedim..
Hemen düşüncelere dalmalısın.
Aşk der demez
Kalbin hızlı çarpmalı.
Sabah, dememe kalmadan
Uyanmalısın.

Kaldım..

seni düşlerime aldım,
uykusuz kaldım.
seni uykularıma aldım,
düşsüz kaldım.
başıma aldım, sensiz;
gönlüme aldım, başsız,
sensiz, yollarda pulsuz,
pullarda mektupsuz kaldım.
sana adlar aradım.
ardında adsız kaldım.

Nokta…

Bana yalanlar söylese yetinecektim.
Ama yalan söyledi.

Öykü ..

Bir öykü var sakladığın
Bir öykü var ardında duran
Bırak onu uyansın
Şimdi sen bir anı düğümü önümde
Duvar cana uzanıp duran
Taşlaşmış yükünle uyu yansın

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol